Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Şubat 2013 Cuma



    Hayat dediğn ;

     Hayat dediğin geçip gidiyor,
     Cancağızim...
     Yaş dediğin, durmuyor yerinde,
     Diş dediğin, emanet,
     Saç dediğin, karlar yağdı
     Başım özler omuzunu...

     Hayat dediğin bitiyor cancağızım
      Beklenmiyor her şey tam olsun,
     Duraklamaları oynatmıyor,
     Bitti mi, bitiyor...
     Ve bir akşam üstü yorulabiliyor insan,
     Vazgeçiyor ummaktan,
     Hayatın provası yok cancağızım,
     Yaşadıysak, yaşadık......


   
     

30 Aralık 2012 Pazar

     Bu gün benim Doğumgünüm Anne ...

       Bu gün seni bir başka özledim anne,
       Aldığım her nefes, attığım her adım,
       Ve nabzımın her atışında
       Yaşadığımı hissettim, sensin dedim
       O kişi sensin..
       Dayanılmaz sancılar içinde kıvranıp
       Etle tırnak misali umutla kollarına almak için,
       Aylarca beklediğin o can da benim..

       Beni ilk kollarının arasına bıraktıklarında
       Sevinç gözyaşların düşmüştü yanaklarıma
       Bak bu ben de ordan kaldı işte
       Bak bak şuracığımda.....

       Ne kadar mübarek varlıksın sen
       Aradan onca zaman geçse bile
       Sevincimde, üzüntümde
       Ağzımdan ilk çıkan söz "anne"...

       Bu gün seni bir başka özledim dedim ya,
       Aklıma çocukluğum geldi birden
        Hani saçlarımı tarardın aynanın karşısında
        Ben "acıdı" dur "çektirme" dedikçe,
        Başka işlerim var derdin hep..
        Onca işinin arasında bir de ben vardım
        Aslında sen saçlarımı tararken, ben oyun arardım...
        
         Zaman geldi geçti anne,
         Büyümez sandığın yavrun
         Artık "Anne"....
         Hani derdin ya hep,
         Her fidan büyür ağaç olur,
         Yaprak açar,meyve verir,
         Yağmuru da görür, sususzluğu da..
         Ben şimdi hayat denilen bu zaman tünelinin,
         Neresindeyim bilmiyorum ama
         Rabbime şükrediyorum
         Ben de anne"yim öğretilerinle öğreten..
         Bu gün fırtınalar kopuyor yüreğimde, şuracığımda.....

         Baharı çok seversin bilirim,
         Güllerle dolu bahçeyi de..
         Yudumladığın bir bardak çaya, bin türlü anlam yüklersin
         Ellerini açıp her duanda,
         Yaradandan neler dilersin,
         Çok iyi bilirim anne......

         Bu gece yine birlikteyiz anne
         Bu kez benim gözyaşlarım düşsün yanağına,
         Ninnileri birlikte söyleyip girelim yeni yaşıma...

         Bu gün benim doğum günüm anne,
         Sen yoksun, bir yanım eksik,
         Ama bir yerlerden sevgiyle bakan gözlerinle,
         Kutluyorsun yeni yaşımı biliyorum anne......
         İyi ki doğmuşum, iyi ki senin evladın olmuşum anne.....


       

6 Ekim 2012 Cumartesi




          Yol arkadaşım;

           Yüreğimin şarkısının doğumgünü bugün:)

           Yıllar önce seni cennet kokusuyla ilk kucağıma aldığımda neler hissettiysem, şu ankilerden hiç farkı yok...Sen büyüdükçe sevgin de çığ gibi büyüdü, büyüdü yüreğimde.. Ne güzel maceraydı seninle hayata başlamak ve birlikte büyümek.. Sen benim bu yaşamımdaki en yakın akrabam, hayata tutunuş sebebimsin..

            Düşünüyorum da; içimde seninle yaptığım konışmaları, seninle birlikte olduğum zamanların meyvesini toplasam dolar taşar sepetim.. Her anı başka güzellikler, başka başka duygularla yüklü..Yüreğimi, yüreğimdeki bana sınırsız gelen şefkati dile getirmeye çalışırken, kullandığım sözcüklere bakıp da abarttığımı düşünme.. Tabi ki yeryüzünde tüm kelimeler kifayetsiz, yetersiz gelecek duygularıma..

           Sen daha dünyaya gelmeden, bedenimde taşımaya başladığım anda başlamıştım seni sevmeye, seninle konuşup şarkılar dinlemeye...Sen ise beni duyup anlar gibi tepkiler verir,haraketlerini artırırdın.. Bir an önce sana kavuşmayı düşündüğüm anlarım bu gün gibi aklımda..

          Ve zorlu bir yolculuğun ardından seni görmek, o minicik ellerini ellerimde hissetmek ne denli gurur anne için...

          Meleğim ; sen bana Allah"ımın gönderdiği en büyük armağansın...

15 Eylül 2012 Cumartesi



      Elele Tutuşacak Dostlarınız Olsun .....

      Bir yaz günü plajda oturmuş, kumlarla oynayan iki çocuğu seyrediyordum. Her ikisi de deniz kıyısında, kapılarıyla, kuleleriyle, tünelleriyle kocaman bir kale yapmak için beraberce harıl harıl çalışıyorlardı, Kale neredeyse tamamlanmışken, büyük bir dalga gelip kaleyi bozdu. Her şey bir anda ıslak bir kum yığınına dönüşmüştü...

      Bütün uğraşlarının bir anda gözlerinin önünde yok olduğunu gören çocukların, gözyaşlarına boğulmalarını bekliyordum ama çocuklar beni şaşırttı..

      Ağlamak yerine ikisi de kalkıp elele tutuştular ve gülerek kıyıdan biraz daha uzaklaşıp yeni bir kale yapmaya giriştiler..

      Çocukların, o anda bana önemli bir ders öğrettiklerini fark ettim...

      Yaşamımızdaki her şey, yapmak için üstünde çok zaman ve enerji sarfettiğimiz her karmaşık yapı, aslında kumdan yapılmışlardır. Sadece başka insanlarla kurduğumuz ilişkiler ayakta sağlam kalabilir.

      Er ya da geç, bir dalga gelip, kurmak için yoğun çaba sarfettiğimiz çalışmaları anında yıkabilir. Böyle bir durum karşısında, sadece yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir...

      Sevgiyle kalın...


15 Temmuz 2012 Pazar





      "O" ydu Aradığım;


       Tut elimden dedi; masum, ürkek, kırılgan alabildiğine çocuk...

       Hadiii 129. merdivenin ilk basamağındayım, dönüp bir kez bile ardına bakmadan, hoyratça, umarsızca gittiğn andayım...

       Tut çıkar beni... Ben kim miyim???

       Senin çocukluğun, içindeki çocuğum....

28 Haziran 2012 Perşembe



     Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar...

     Bir yaz günü girmiştin hayatımıza... El kadardı gövden, minicik patilerin, gözüne devasa görünen kapı eşiğinden yuvarlanışın bu gün gibi hayalimde..

     Gözümün nuru, kokusuna hasret kaldığım dostum seni çoookkk özledim,(dik)... Artık her köşe başında rastladığım arkadaşlarına sarılır oldum senden sonra..Senden bişeyler aradım, neyse ki hepinizde varolan o yumuşaklık. o sıcaklık sığındığım teselli kaynağım oldu..Kıl, tüy tüccarları hepinizi seviyorum:)))

     Seni doya doya sevebilmek fiilen hic mümkün olmadı ama yureğimiz hep sana attı 10 sene boyunca...şimdi ise yıllardır süren, bitmeyecek aşk hikayesi sevgin...

     -Sınırsız dostluğun,
     -Koşulsuz sevgin,
     -Çıkarsız yakınlığın,

     Bütün bunlar, bu ihtişam geride kaldı şimdi, çünkü yaşamımızda yoksun şimdi..
   
     Bir "hayvan" bir insanın nesi olur, nesi olmalıdır?

     Köpeği, kedisi, atı, tavşanı, kuşu vs.

     Yoksa arkadaşı, dostu, can yoldaşı, sevgilisi, bir tanesi sırasında her şeyi..

     Bir hayvan için bu denli gözyaşı dökülür mü??

     Bu sorulara bir başkasının ne yanıt verdiği umurumda değil, benim gözyaşlarım hep sana akacak zaman zaman..

     Çok özlüyoruz seni çok Gipsy"m...

     Bir yaz günü girmiştin hayatımıza,

     Yine bir yaz günü, hayatımızdan çıktın gittin...

     Yapabileceğim tek şey şu an, bana verdiğin her şey için, seninle geçirebildiğim o soluksuz 10 yıl için tüm yüreğimle teşekkür etmek ancak...

     Mekanın güzel bulutlar olsun küçüğüm, seni sevdim,seveceğim ömrümce...



22 Nisan 2012 Pazar

    Dünyayı çocuklara verelim, kocaman bir elma gibi verelim, sıcacık bir ekmek somunu gibi, hiç değilse bir gün doysunlar, bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığını... Çocuklar dünyayı alacak elimizden, ölümsüz ağaçlar dikecekler... Nazım Hikmet

    Bizler 23 Nisan"ı bambaşka heyecanlarla kutladık..Peki ya bir çocuğun bayramını gerçekten nasıl kutlar bir insan? Hiç gitmediği uzak köylerden birinde çobanlık yapıp okumaya çalışan 8-9 yaşındaki çocuğun veya imkanları olmadığı için belki de okulunu terketmek zorunda kalmış olan 12 yaşındaki kız çocuğunun "çocuk bayramını" nasıl kutlar?

    Küçük yaşlarda hayata dair, pek çok zorlukla tanışmış bir çocuğun bayramını kutlamak için bir şeker yeter mi sizce? Belki o şekere bile ulaşamayan binlerce çocuk, kendilerine kalan tek miras olan bu 23 Nisan"da hatırlanmayı bekliyorlar... Bu 23 Nisan"ı bir çocuk için gerçek anlamıyla bir bayrama dönüştürebilecek olan yine bizleriz, sizlersiniz...

    İhtiyaç içinde bulunan, bu nedenle çocukluğunu yaşayamadan küçük yaşta büyümek zorunda kalmış çocukları lütfen görelim.. Her şeyden önce eğitim diyenlerden, kalem tutmanın kıymetini hiç bir şeye değişmeyenlerdenseniz çevrenize bir bakın derim en azından bügün...

    Biz her 23 Nisan"ı bambaşka heyecanlarla kutladık, ama her çocuk bizim çocukluğumuz kadar şanslı olamıyor, bunu kaçımız unutmadık??? Hadi gelin bu bayram siz sevdikleriniz bir çocuğun yüzünde gülümseme olun:)))

    Önce güzel memleketimin aydınlık çocuklarının sonra dünya çocuklarının bu anlamlı bayramı kutlu olsun:)))


14 Mart 2012 Çarşamba


     Fasl-ı Yüzleşme...


     Bu gün Tıp Bayramı.. Aslında bizlerin büyümeden önceki zamanlarımızı ne denli özlediğimizin ispatı gibi geliyor bana..." Ne olacaksın büyüyünce"  denen bir kavram vardı eskiden (hala geçerli mi ki) Onlarca çocuk büyük savaş verirdi beyinlerinde bu soruya.. Ben de doktor&balerin ilişkisi var gücüyle çarpışırdı küçücük beynimde.. Sonuç mu ??? Maalesef ulaşamadığım tıp tahsili, sonuna kadar gidemediğim bale eğitimi... Ama mutsuz muyum HAYIR, fiilen yapılamayan ama ruhunda hep taze kalan duygularla besledim yüreğimi, ulaşamadıklarıma küsmedim, sevgi yükledim...


     Şimdilerde kabuk tutmuş yaralar yok bende, satırlarca susmuşluğum da...


     Geçip giden, yitirilen her neyse değeri hep bende kaldı usulca yanımda...


     Ben şuna inandım hep; Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın... Yaşadığımız hayat, elimize tutuşturulmuş rengarenk bir oyuncaktan ibaret.. Yaşadığın hayatı değiştirmeye, kendini dönüştürmeye hazır mıyım diye sormak hiç bir zaman geç değil, kaç yaşında olursak olalım, ne yasamışsak yaşayalım, tamamen yenilenmek mümkün..


     Bu gün yüzleşme,içe dönme günümdü sizlerle paylaştım...


     Tek bir gün bile, öncekinin tıpatıp tekrarıysa yazık.. Her an her nefeste yenilenmeli, yepyeni bir yaşama her gün doğmalıyız...


     Tüm doktor'larımızın bu değerli günleri kutlu olsun...















13 Mart 2012 Salı

    Bir nokta mı kırılmışlığım;


     Bir nokta kırılmışlığım gözlerinin ardında büyür ülkeme baktığımda...


     Bir çocuk mu ağlıyor kuşun kanadında, bir anne mi sessiz çoğlıklarda ya da bir baba mı sorunsal çıkmazlarda ağlamakta...


     Etme, bizi ziyan etme, susma ey dost söz söyleyecek zaman şimdi kaleminle, yüreğinle...


     Gün gelir beklemek, beklediğin olmaya dönüşür...


     Sessiz sevdim hep seni ülkem, her vazgeçişlerin bir iç hesaplaşması ve bir mağlubiyeti vardır ama her vazgeçen kaybetmiş değildir..


     Biliyorum kazanmak için bazen çekip gitmek gerekir...


     Tüm yeminler sıfır...


     Gülüşüm sivas yangını...


     Yazdıklarım, yazacaklarım için önsöz.....




     

7 Mart 2012 Çarşamba

   
     Kadın Olmak!!!

     Kadın yaşamın sürekliliğini sağlar, ödülü dayak ve küçümsenmedir...
     Türkiye'de kadın sadece kağıt üzerinde özgür ve eşit bir yurttaş bence. Kadın; sosyal,ekonomik, politik yaşamda her daim ikinci sınıf vatandaş olarak yer almakta.. Şehirli kadın ofisinde, kırsalda kadın tarlada çapa sallar yıne ödülü aşağılanmaktır... Hala ülkemizin bir çok yöresinde, genç kızlarımız bakire olmadığı için öldürülmekte, hatta tecavüze uğramışsa suc yine onundur.. Bırakın kırsal  bölgeleri, metropollerde bile hunharca öldürülen kadınların davalarında hakimler. "namus" indirimi yaparlar....

     Erkeği yetiştiren, lafa geldi mi ülkemizin temel direği sayılan kadınlarımıza duyulan bu güvensizlikle, gelişmiş, çok sesli, demokratik bir toplum kurmak nasıl mümkün olabilir? Kadınlarımızın % 70 ınden fazlası, herhangi bir ücret almaksızın aile işçisi olarak çalışıyor... Hala bir çok kadın, erkek egemen bir toplumda, ortaçağda rastlanacak cinsten bir ayrımcılığa maruz kalıyor. Toplumun hangi kesiminden gelirlerse gelsinler, başörtülü ya da değil, hepsine aynı hakların tanınması ve yaşamlarını diledikleri gibi planlama özgürlüğüne sahip olamaları gerekiyor..

     Türkiye nin, yoksulluktan sıyrılıp tam anlamıyla refaha kavuşması için daha çok zaman olduğunu düşünürsek, en azından eğitim konusunda acil harakete geçilme zamanı derim..

     Türkiye'de kadın olmak zor ama kız çocuğu olmak çok daha zor.. Çocuklar her şeyi ister, okumayı da... Onlara hiç bir şey veremiyorsak bari okuma haklarını verelim ki hiç değilse büyüdüklerinde, bir şeylere ulaşma şansları olsun...

     Kadın bir seviyedir, hep yüksekte tutalım...

     Türkiye'de Kadın olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum bol ünlemli !!!!!!!!!!!!





     KADINLAR GÜNÜ bizlere kutlu olsun :)))))